Hawaii Üniversitesi Astronomi Enstitüsü'nden (IfA) gökbilimciler, Büyük Patlama'dan sonraki en güçlü kozmik patlamaları keşfetti. Bu olağanüstü olaylar, "ekstrem nükleer geçişler" (Extreme Nuclear Transients - ENT) olarak adlandırılıyor.
Yıldızların Yıkımı: Devasa Enerji Salınımı
Güneş'ten en az üç kat daha büyük yıldızlar, devasa bir kara delike fazla yaklaştığında parçalanıyor. Bu yıkıcı olay, çok uzak mesafelerden bile görülebilecek kadar büyük bir enerji salınımına yol açıyor. Bu enerji salınımı, 100 süpernovadan daha fazla enerjiye eşdeğer. ENT'ler, normalde gözlemlenen yıldızların kara delikler tarafından parçalanması olaylarından neredeyse 10 kat daha parlak. Ayrıca, yıllarca parlak kalarak bilinen en parlak süpernova patlamalarının enerji çıktısını da geride bırakıyorlar. Bu keşif, uzay araştırmaları alanında yeni bir dönemi başlatabilir.
ENT'lerin Özellikleri: Daha Büyük, Daha Parlak
Araştırmacılara göre, bu devasa patlamalar galaksilerin merkezlerinde meydana geliyor ve daha önce bilinen herhangi bir olaydan daha fazla enerji yayıyor. Şimdiye kadar incelenen en enerjik ENT olan Gaia18cdj, bilinen en güçlü süpernovalardan 25 kat daha fazla enerji saldı. Tipik bir süpernova, Güneş'in 10 milyar yıllık yaşamında ürettiği kadar enerjiyi bir yılda salarken, ENT'ler bu miktarın 100 katını aynı sürede yayabiliyor. Bu farklılık, bu olayların önemini ve araştırma değirini vurguluyor. Bu devasa enerji patlamaları, evrenin oluşum ve evrimi hakkında önemli bilgiler sunabilir.
Geçmişe Bakmak: Uzak Galaksilerdeki Süper Kütleli Kara Delikler
Bu sıra dışı olaylar, Avrupa Uzay Ajansı'na ait Gaia misyonundan gelen verilerin sistematik olarak incelenmesiyle keşfedildi. Gökbilimci Jason Hinkle, galaksilerin merkezlerinden yayılan ve yıllarca süren iki olağanüstü parlamaya rastladı. Bu olaylar, uzak galaksilerdeki süper kütleli kara delikleri incelemek için çok değerli bir araç. O kadar parlaklar ki, evrenin çok uzak bölgelerinden bile gözlemlenebiliyorlar. Astronomide uzaklara bakmak, geçmişe bakmak demektir. Bu keşif, uzay ve zamanın sınırlarını zorlayarak evrenimizin gizemlerini çözmemize yardımcı olabilir.